Çinli Kedi - Edwin Morgan - Şiir Analizi & Tartışması
Yaklaşık iki ay önce ilk defa siteme şiir kategorisi açmıştım. Sanırım yağmurlu günlerde şiir okuma isteğim daha çok artıyor. Çünkü bu şiiri anlatırken öncekinde olduğu gibi yine şakır şakır yağmur yağıyor. Aslında, neredeyse üç haftadır her gün belirli aralıklarla yağıyor. Bu yağmurlardan sonra çöl sıcağı geleceği söyleniyor. Normalde benim yaşadığım şehirde yazlar 37-45 derece arasında olur, bu çöl sıcağıyla beraber ellilere doğru çıkar mı diye düşünürken durduğum yerde terledim... Neyse asıl konumuza dönelim.
İlk şiirim Edwin Morgan'dandı (okumak için tıklayın) ve yine Edwin Morgan ile devam edeceğim. Şiirleri Voices dergisinden alıyorum ve bundan sonraki birkaç şiiri de oradan alacağım gibi görünüyor. Çünkü, yine önceki gönderimde dediğim gibi şiir okumayı çok sevemiyorum. Bir roman okumanın, çizgi roman okumanın hevesini şiirde çoğunlukla hissedemiyorum. Dolayısıyla bir şiir kitabını bitirmem çok uzun zaman alabilir.
Şiir diyorum ama bugünkü paylaşacağım şey biraz daha farklı olacak ve yorumlarda siz okuyucularımla bu şiiri tartışmaktan farklı ve büyük zevk alacağım. Ve biraz komik de olduğunu düşünüyorum, ne demek istediğimi direkt şiirle anlatayım... (Eğer arkaplan müziği isterseniz Howard Shore'dan Edoras müziğini açabilirsiniz).
Şiirimiz kitabın sol alt tarafında bulunan Chinese Cat, yani Çinli Kedi. Açıkçası kendim edebiyat bölümü okumama rağmen -ve şiire de olan sevgim fazla olmadığından, çok araştırmadığım için- bu tarz bir şiir görmemiştim. Şiirde bulunan kelimeler normalde hiçbir anlam ifade etmiyor. Yani şiirimiz İngilizce, en azından başlığı, ama şiirin kendisi İngilizce ya da herhangi bir dil değil. O zaman bu ne diye uzun uzun düşündüm. Çünkü bize hep kelimelerle bir anlam çıkarmamız gerektiği öğretildi. Tamam şiirde kafiye, ses kuralları da önemli ama bu şiirden o tarz şeylerle de bir şey çıkartamıyoruz.
Şiirimizin ismi Çinli Kedi olduğundan ve sonundaki "mao" dizesini söylerken biraz kediyi taklit ettiğini düşündüm ve sonunda şiirin daha çok görselliğiyle ilgili olabileceğini düşündüm. Sağdaki kedi resmini de görünce o resmin tam tersi şeklinde, kediyi andıran bir görsel şiir yazılmak istenildiği düşüncesindeyim. Harfler üstten kademeli olarak azaltılarak bir model oluşturulmuş. İlk iki dizede sondan birer kelime çıkartılırken, sonrakilerde ortadan kelime çıkartılmaya başlanmış.
Şiir bana sanki şairin yanında bir kedi varmış ve sadece onu taklit etmek için yazmış gibi geliyor. Yani şöyle düşünün. Kaleminiz elinizde ve ilham verici bir şey yazmak istiyorsunuz. Birden kedi mırıltıları, miyavlamaları duymaya başlıyorsunuz ve şunları yazıyorsunuz:
"prrrr* kkkkkkq niaaaa* miyavvvvvv*
Bu dize benim kedi şiirimden olsun. İsmi de "Patates Çuvalındaki Kediler". Prrrr kısmı kedi mırıldaması, kkk kısmı biraz sinirlenip homurdanan kedi, niaaa sesi kavgada çıkan sesi ve miyav, bildiğimiz kedi sesi. Şimdi böyle yazınca pek bir anlam ifade etmiyor olabilir. O zaman çok fazla bir anlam ifade etmese de şiire biraz görsellik ve ses düzeni ekleyelim tamam. Gerisini de okuyucunun hayal dünyasına bırakalım.
Araya bir şey sıkıştırıp patates çuvalındaki kediden bahsetmek istiyorum. Çocukluğumda çok garip bir hediye almıştım. Başta korksam da sonralarda en favori oyuncağım olmuştu. Zaten milyon tane kedi oyuncağım vardı küçükken. Çok sevdiğim için hep kedi oyuncakları hediye edilirdi bana. Hatta teyzemlerden birine "Miyam" deriz. Ailecek, akrabacak ve onu tanıyan çoğu kişi ona Miyam diye hitap eder. Bunun nedeni ise ben çok küçükken bana oyuncak kedi hediye etmişti ve ben ona orada Miyam demeye başlamışım. Şimdi hala herkes öyle seslenir teyzeme. Neyse bu ayrı bir konuydu. Bu garip oyuncak hala duruyor bende, videoları sırayla açıp (bilgisayarınızın/telefonunuzun sesini de açmalısınız) bakabilirsiniz:
Belki de şarimiz patates çuvalının içinde kavga eden Çinli kedilerden bahsetmek istemiştir. Ciddi olmak gerekirse şiirde tek anlamlı olan şey başlığı. Bu yüzden başlığının şiirin içinde anlamsız kalan kelimelerle bağlantısını düşünelim. Başlık şiirin Çin kültürü ya da Çin kedileri ile ilgili bağlantısı olabileceğini düşündürse de şiir, belirli bir içerikten ziyade dilin soyut temsiline odaklanarak bu beklentiden biraz sapıyor. Yani bu şiir bence tamamen düşündürücü ve açık uçludur. Okuyucuların kendi hayal güçlerini kullanarak yorumlamalarına, şiiri keşfetmelerine olanak tanıyor. Bense şiirin tamamen dilin akıcılığı ve belirsizliğiyle ilgili olduğu düşüncesindeyim.
Siz ne düşünüyorsunuz?
***
IG: @kayipfisilti
Yorumlar
Yorum Gönder