Merhaba!
Bu sefer sadece sohbet etmek istedim... En son 22 Nisanda yeni bir gönderi paylaşmışım. Aslında çok uzun zaman sayılmaz ama planlamamda bu zamana kadar birçok gönderi paylaşmak vardı. Çok sıkmadan sizi az gönderiyle paylaşacağım artık zamanla önceden paylaşmak istediklerimi. Ben profesyonel kamera almıştım geçen ay. Yazın da yeni bilgisayar alırım diyordum çünkü bilgisayarım dört senelik ama eski bilgisayarlardandı (laptop). Çok fazla sıkıntı çıkarıyordu. Yine de yaza kadar idare edeyim derken tamamen bozuluverdi, açılmadı bir türlü. Eski olan bilgisayarı tekrar yaptırmak istemedim ve hayalimdeki oyun bilgisayarını da sonunda almış bulundum.

Bir hafta kadar önce siparişini vermiştim, daha bugün geldi ve kurulumunu yaptım. Bilgisayarsız hayat benim için çoook zor, onu fark ettim. Telefondan Instagram'da gezinmek ve arama yapmak dışında hiçbir şey yapasım gelmiyor. Blog yazamıyorum (yani, mesaj bile yazmak zor geliyor telefondan!), küçük ekrandan bir şeyler izlemek de çok keyif vermiyor. Yine de teknolojik aletlerden uzak bir 10 gün geçirmek iyi geldi bana.
Bahar yağmurları iki haftadır burada sürüyor. Akşama kadar çalışıyorum zaten, akşamları da yürüyüşe çıktım hep ve tam o sıralarda sağanak yağış beni avucunun içine aldı. Ama keyfim yerindeydi, deli gibi ıslanmayı seviyorum ben. Ruhum yaşlı benim. Instagram'da öyle bir gönderi vardı; ben yaşlı ruhlardanım diyor; yağmur kokusunu, ıslanmayı, kitapları, yazmayı severim diye. Öyleyim işte...

Fotoğraf makinemle dışarı çıkmak için sabırsızlanıyorum (biraz çekmeye çalıştım ve Instagram'da paylaştım. Bu gönderimde yeni kameramla çektiklerimden) ama çok fazla fırsatım olmadı. Yeni bilgisayar seçmekle, çalışmakla, bir de yeni ilgi alanımla -sonra bahsedeceğim- biraz vakit kaybettim. Ayrıca bu yağmurlu havalarda dışarı çıkıp çekim yapmak kolay değil. Ama kafamda birkaç güzel kare canlandı... Özellikle ıslak sokak taşlarının yansıttığı ışıklar ve gri gökyüzünün altındaki boş banklar... Sessizliğin içinde güzel bir şeyler yakalamaya çalıştım.
Yağmur efektini kendim ekledim tabii. Ben bunu önceden de söylemiştim, yine söyleyeyim. Çektiğim resimlere kendi yorumumu katmayı seviyorum. Bu renkleriyle oynamak olsun, daha farklı hale getirmek olsun, ben buna fotoğraf sanatı diyorum. Kendi ruhumu koymayı seviyorum.
Gündem hepimizin canını sıkıyor. Sonra doğaya atıyorum kendimi, sakin diyorum. Her şey gelip geçici.... Siz neler yapıyorsunuz? Biraz yorumlarda anlatın bakalım! Sohbet edelim... Siz neyle meşgulsunuz bu aralar?
Son olarak da şu şarkıyı koyayım... Benim zevkim genelde çoğunluğa uymuyor ama çok sevdiğim bir gruptur Sisters of Mercy ve bu şarkısını yeni keşfettim, bayıldım...
Yemek yapmayı sevmeyi çok isterdim ama bir türlü olmuyor Deep. Mufak işlerini hiç mi hiç sevmiyorum :') Hala çok iyi - çok iyi değil, iyi- yemek yapamıyorum. Bu da bir sanat galiba. Ruhunu katmak gerekiyor... Bu sene biraz daha kendimi vermeye çalışacağım bu konuda...
YanıtlaSilTemmuz sıcağı, evet ya. İstanbul yine yazları çok sıcak olmaz. Ama Ege... Klimasız kurtarmıyor...
Çok teşekkür ederim Deepciğim (ya senin adın ne hep merak ediyorum biliyor musun, yani yorum yazarken acaba bu kızın adı ne diye düşünmeden edemiyorum - söylemene gerek yok, sadece söylemek istedim hihi :)
Şarkıyı sevmenize çok sevindim. Eski post-punk ve rock gruplarının yeri hep ayrıdır bende. Eğer bu grubu keşfetmek isterseniz özellikle "Lucretia My Reflection" ve "More" şarkılarını dinlemenizi öneririm. Onlar daha enerjik ve grubun karakteristik tarzını iyi yansıtan şarkılardır. :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim nazik yorumunuz için...
Teşekkür ederim. Teknoloji çok hızlı ilerliyor. Şu an aldığım laptop ne kadar sürede eski kalacak bakalım... :')
YanıtlaSilderin işte, ayolcuum :)
YanıtlaSil